ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ;
BUNU İYİ BİLMELİ VE İYİ UYGULAMALI..!
Hepimiz biliriz ; “Eski dost düşman olmaz.” diye bir sözümüz vardır! Lakin nedense ona, birçok konuda, pek itibar etmiyoruz. Halbuki dostun hakkı ile hatırı hem yücedir, hem ağırdır…! Bunun taşınması oldukça zahmetlidir… Her babayiğidin de harcı değildir… İnsanların bazıları iyiyken iyi oluyorlar; dost oluyorlar… Lakin çıkarları bozuldu yada işlerine gelmeyen bir durum ortaya çıktığı anda o dosttan kötüsü olmayıveriyor. Bu tutumun yanlışlığını söylemeye dahi gerek yoktur… Yukarıdan beri söyleyip duruyoruz: Şu çıkarımızın üstüne biraz olsun basalım diyoruz.! Böylece eski dostun hatırını, elimizden geldiğince güdelim, sayalım istiyoruz!
Sözü dağıtmadan özellikle getireceğimiz yer yeni aile konusu olacak ki: Daha önce,yani kitabın başlangıç bölümlerindeki “Camilerimizde Din Diye Yutturulanlar:” konusunun alt başlığı olan; “Memleket Kurtarma Memuru” konumundaki vaizin de kızıp azarladığı üzere; ülkemizde hakikaten boşanmalar çoğaldı ve sıradanlaştı.
Elbette bunun nedenleri çoktur. Ben işin bu boyutuna girmeyeceğim. Sadece; “İyiyken iyiydik de, şartlar değişip boşanınca en birinci düşman mı olduk? diyeceğim….! “Hele bir de arada bir veya birkaç ciğer paresi çocuk varsa…?!”
Velev ki ortak çocuk olmasın.! Ne yazar…? Hiç mi iyi günleriniz olmadı? Hiç mi birbirinizle güzellik paylaşmadınız(!) Ayrıldıktan sonra birbirinizle yar olmak anlamında bir ilişkiniz elbet artık olamaz! Olabilse zaten olurdunuz. Elbet bu anlamda kimse kimsenin topuğuna bakmaz! Bakamaz da, düşman olmak niye.? O güzel günlerinizin hatırına neden birbirinizin iyiliğini dilemeyi ve bunu gerçekten istemeyi becermiyorsunuz?
Yoksa hiç mi olmadı güzel günününüz ? Sakın! “Yok, olmadı.” falan demeyin! İnsanı güldürmeyin! Lütfen birbirinizin iyiliğini dileyin. İyi günlerinizin, birbirinize verdiğiniz değerlerinizin hatırını güdün. Birbirinizin ayağına elbet dolaşmayın ama, birbirinize bir işiniz düşerse,iyilik ve güzellikle ve de bir borç bilerek mutlaka o işi görün, yapın,!
Hele hele ortak çocuklarınız varsa, edep içindeki bir dostluğu mutlaka baki kılın…! Ve bunun icabına göre davranın…! Nihayet o sizin çocuğunuzun ya anası, yada babasıdır. Ona olan bir kötülük, kendi ciğer parenize olmuş demektir.
Yukarı paragrafta belirttiğim gibi, arada çocuğunuz olmasa bile, o sizin geçmişiniz, geçmişteki hukukunuzdur. Durumla barışınız! Onu ve ailesini düşman bilmeyiniz! Bu hususta bilinçsizlik varsa ön adımı siz atın ve bu olumsuzluğu kırınız! İyi insan olmak yolunda çaba gösteriniz. Bu gibi işlerde asla belden aşağı vurmayınız ve düşünmeyiniz.
Allah hepimizin yardımcısı yar ve yardımcısı olsun.
Bu husus çok açıktır. Burada önemli bir yön daha vardır; o da:
Bırakınız başkalarına kendinizin şikayetini; eski eşiniz hakkında kimsenin olumsuz konuşmasından asla memnun olmamalısınız. Daha da öte, kendi yanınızda kimseyi onun hakkında elinizden geldiğince olumsuz konuşturmamalısınız. Bunu konuşturmak bir insana yaraşmaz. O sizin geçmişinizdir. Bu olumsuzluğu benimsemek kendi olumsuzluğunuzu benimsemenizle eş anlamlıdır. Bunun farkında ve bilincinde olmayanlar farkına ve bilincine varsın! Bu anlattıklarımda ve anlattıklarımı yapmakta bir ayıplık yoktur! Tam tersine büyük bir erdemdir. Böylesi davranışlara hem toplumsal hem de bireysel anlamda büyük gereksinimlerimiz vardır… Bunu böylece bilin…
Giderayak bu gereklilik, toplumumuzun sağlığı ve selameti açısından daha da büyük bir önem kazanmaktadır.! Bunu da iyi bilin. Durum bu olunca konuya daha bir itina gösterin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder