DAYANAK VE TEŞEKKÜRLERİMİN
SONUCU İLE ÖZÜRLERİM:
Sn. okuyucularım,
Bu kitap çalışmalarının yazımı konusunda kendime dayanak edindiğim kişilerin bana olan örnekliğiyle, aynı anlamda olmak üzere bunların bazılarından yukarıda yapmış olduğum alıntılar bir anda, hani “Bak bu ilaç, başımızın keline iyi geldi.” diye boy boy resimlerle ilacının tanıtımını yapan firmaların yöntemini getirdi aklıma.
Fakat yine de benim maksadım o firmalarınki gibi değildir! İnşallah en azından ticari değildir.
Biliyorum ki kitaplarda böyle bir uygulama alışılmış da değildir. Ancak bu, “Nikâh Yozgunları” adlı kitabımızda yazılmış bulunan, “Dastarı var mı? Var! Avrat mı? Avrat…!”(öyleyse işi fazla kurcalama..!) diye bir meselemiz vardır. İşte bu meseleye dayanarak söylüyorum ki, işte bu da böyle bir kitaptır. Kısacası böyle yapmamız boşuna değildir. Bu nokta itibariyle ilk mesajımız, önemli olan şeyin kümeleşmek, guruplaşmak, çeteleşmek olmayıp, insanlık değerlerinde buluşmaya yapılan vurgudur!
Ve zaten okunacak olanlardan da anlaşılacağı üzere; bu kitaptaki görüşler bazı çevrelerce aykırı sanılsa da art niyetsiz insanların hak vereceği bir toplumsal bileşke noktasıdır.
Bu kitabın yazımında kendime dayanak edindiğim kişiler gerçek kimliklerini asla yitirmemiş, makulü, iyiyi, doğruyu ve güzeli çok öncelerden bulmuş, bir demet güzel dosttan, “dostum” dediğim kişilerden birkaçıdır.
Bunlardan kimileri; ülkemizde başlatılan dine dayalı siyasetin ilklerinden;
Kimileri, sol, sosyalist ve hatta komünist düşüncenin önderlerinden;
Kimileri, Türk Milliyetçiliği düşüncesinin öncülerinden;
Kimileri, orta sağ, AKP mensup yada sempatizanlarından;
Kimileri, Orta sol, klasik CHP’lilerinden;
Kimileri klasik Demokrat Parti çizgisinden;
Kimi de ülkemin partisizlerinden,
Kimi, örnek diye aranan Kürt kardeşlerimizden;
Kimi dindar, kimi az dindar yada ilgisizlerden,
Kimi laik, kimi de anti laiklerden;
Kimisi köylüden, kimisi kentliden;
Ama hepsi de ülkemin pırıl pırıl insanlarından;
Nihayet her biri güçlü bir eğitimciden, dirayetli bir yöneticiden, bilgili bir tıpçıdan, diyanetçi yada hukukçudan oluşmaktadır.
Ancak onların hepsi bizden…!
Ve hepsinin de ortak özelliği, ülkemin yetiştirdiği aydın, bilinçli kişilerinden, toplumumuzun bileşkelerinden, normali olağanda arayanlarından, art niyetsiz, cesur, mert, yürekli, güdümsüz, ülke sever, insanı insanca sevenlerinden, şabloncu zihniyetin temsilcileri olmayanlarından, yani olaylara “at gözlüğü” ile bakmayanlarından, hasılı insan gibi insan olmalarıdır.
Ben ise inşallah, bunlardan hiçbirinin sakalına göre tarak vurup, nabzına göre şerbet vermiyorum. Renksiz değilim; hayata bakış ve algılayış bakımından elbet keskin bir çizgim var. Ancak iyi bir insan olabilmek noktasında umarım onların çömeziyimdir..!
İşte buradan anlaşılacağı üzere biz bir tek şeyi pek güzel yaptık! Olaylara tam ortadan ve her yöne baktık…! Geçtik, bir de her yönden baktık.!
Bu kitap çalışmasında ben, içtenlikle toplumumuza faydalı olmaya çabalarken, iyi niyetle yapıcı olmaktan ayrılmamaya, eleştirilerimi şahıslara değil, değerlere ve eylemlere yöneltmeye çalıştım. Yine de tüm gayretime rağmen yanlışlarım mutlaka olmuştur.
Hatta sürçü lisan etmişliğimiz de olmuştur. Belki de çokça olmuştur.
Bu hususta konunun ilgililerinden tüm içtenliğimle özür diliyorum. Lütfen beni hoş görünüz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder