15 Aralık 2010 Çarşamba

5- ANAM DİYOR Kİ;

         ANAM BANA DİYOR Kİ;


           Bu kitabın yazım çalışmasına başladım başlayalı benim pozitif toplumsal aykırılığımı bilen anamı aldı bir tasa; bir kaygı bir telaş ki sormayın gitsin.!
           Bana; “Ulan Şaşkın…! Ben seni bilirim, sen şaşkınsın, hem de şaşkının önde gidenisin! “
           “Bu güne dek kimseye benzemeyen hallerin oldu. Zaten ne dediğini,  ne yaptığını pek anlayan da olmadı.!”
           “Millet seni dışlayı dışlayı bir haller oldu…!”
           “şaşkın…! Şaşkın! Yazma o kitabı sakın…!”
           “Vallahi bu sefer seni taşlayacaklar…!”
           “Ekmeğini ye; işine bak!”                        
           Kendim için haşa;
           Fakat Ana’ma, Mekke Şirkçileri’nin yaptıklarıyla Taif’i hatırlattım… Peygamber Efendimizin Taif’te taşlandığını… Güya adı Müslüman olan nicelerinin Kâbe’yi mancınıklarla taşladığını.!
           “Bu kitabın arkasında olduğumu, her türlü saldırıyı göze aldığımı, zaten saldırı yaparlarsa, yapacakları saldırının haksız olacağını, bu kitabı yazarken iyi niyetten ve içtenlikten asla taviz vermediğimi, vermeyeceğimi, hep hak  bildiğimin ve haklı gördüğümün yanında olduğumu…” söyledim.         
            Garibim anam; haydi, var git. Git işine bak…
            Yazmaya karar verdik bir kere, hem niyetimiz ihlaslı… Bir şey olmaz; sen hiç tasalanma…!
            Anlayan anlar, isteyen söver….! Biz zaten alıştık buna. Dileyen de gelir bizi taşlar…!
             Benim anam mektep medrese görmedi…! O sadece çevresini gözlemledi; Ve sırf gördüklerinden, duyduklarından okudu hayatı…
             Bak benim güzel anam; sen hiç üzülüp telaşlanma…! Beni taşlasalar ne olur be anam…? Doğru yola canımız feda…
             Hem bu dünyada nice insan, sırf haklı oldukları için giyotinlerde baş verdi, asıldı can verdi…! Zulüm ve işkence gördü… Senin bunlardan haberin var mı; benim akıllı anam..!?
             Bil ki biz şaşkın falan değilizç Hem Arapça’dan okuduğun için pek anlayamadığın, O Yasin Suresi’nde anlatılan ve gerçek şaşkınlarca, daha doğrusu sapkınlarca  taşlanan Allah dostu Neccar’ı unutma!
            Hem biz ne yapmış, ne yapabilmişiz ki…?
            Onlardan hiç birinin ayağının tozu dahi değiliz! Ancak ve inşallah, o yolların fakir bir yolcusuyuz. 
            Dilerim Allah’tan;
            “Bizleri de kendi dostlarına yoldaş eder inşallah!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder