15 Aralık 2010 Çarşamba

C- Devlet Gücünü Kullananlar...

C- Devlet Erkini Kullananların görevi:

Ayrıca devlet erkini kullanan ilgili organlarımız bir şeyi daha, önem ve öncelikle yapmalıdır. O da, gerek kendilerine güya dini nikah yaptırıp, nikahlarını tescil ettirmekten kaçınanlardan olsun, gerekse hiçbir nikah yaptırma yoluna başvurmadan birlikte yaşama yolunu tercih edenlerden olsun, devletten, babası ya da eski kocasından maaş alanlar, alacaklısından bu yolla mal kaçıranlar hakkında alacağı tedbirlerdir.
Bu kişileri tespit etmek öyle zor bir iş değildir. Bu durumda olanlar hakkında gerekli uygulama derhal yapılmalıdır. Bu gidiş devlete güveni ve adalet duygusunu sarsacağı gibi büyük bir yozlaşmayı da beraberinde getirmektedir. İnsanımızın devletimize dönük güven ve adalet duygusunun sarsımı ve andığım yozlaşma onlara çarptırılan paradan çok daha önemlidir. Hem hiç kimsenin, özellikle devlet görevlilerinin devlet hazinesinin bu şekilde soyulmasına, devlete olan güvenin sarstırılması ile halkın adalet duygusunun rencide ettirilmesine göz yumma ve seyirci kalma hakkı yoktur.
Eğer bu yola başvuran insanlar gerçekten, almış oldukları bu paraya muhtaç kişilerse, onlara doğru kalemden ve sosyal adalet ilkelerine uygun bir yöntemle yardım etmek imkanı elbette vardır. Bu böyle yapılmalıdır. Bu konuda bir eksiklik varsa, (ki vardır.) ziyanı yok soydurulan paradan daha fazlası harcanıp, bu konu eksiklik giderilsin!
Yine de bu konuda yapılacak ödemeye gidecek olan paranın soydurulandan daha az olacağını düşünüyorum. Dediğim gibi bu eksiklik giderilsin fakat adalet ve hak üzere giderilsin. İşlemler de hakkaniyet ve yasal çerçevede gerçekleştirilmiş olsun.. Bu husus çok önemlidir…!!!
Dediklerim yapılırsa, hem toplumumuzda erdemin yükselişi ve iç barışın sağlanmasına katkı yapılmış, hem de bu kitaba konu ettiğim yozlaşma ve çürümeye “dur!” denilmiş olunur.    

*  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *
Sn. devlet erkini kullananlar;
-Sn. Cumhurbaşkanım,
-Sn. Hükümetim,
-Sn. Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı,
-Sn. Milli Eğitim Bakanlığı,
-Sn. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
-Sn. Maliye Bakanlığı,
-Sn. Adalet Bakanlığı,
-Sn. Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığı,
-Sn. Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
-Sn. Sağlık Bakanlığı,
-Sn. Din işlerinden somlu Devlet bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı,
-vs. Sn. ilgili bakanlıklar ile;
Sn. Valilerim, Kaymakamlarım, Belediye Başkan ve Muhtarlarım,
Ve yine sn. Savcı ve Hakimlerim...,
Ey ülkemin aydınları ve bilim kurumları;
-Sn. İlahiyat Fakülteleri, Eğitim Fakülteleri, ilgili Üniversiteler, aklı erenler ve kendisini bu konuyla ilgili sayanlar…! Yukarıda da değindiğim gibi bu görev, öncelikle halkın kendine ait olmakla birlikte, görevliler olarak özellikle sizindir. “imam nikahı” denilen şeyin, İslamiyet açısından da nikah olmayıp dini suiistimal ve devlet düzeniyle savaş olduğu hakkında halkımız mutlaka aydınlatılmalı, gerekli tedbirler alınmalıdır.
Sizleri bir vatandaş olarak, acilen göreve davet ediyorum!

             *************************
Diyanet işleri Teşkilatımın değerli yöneticileri, mensupları ve konunun sair ilgilileri..! Aslında bu konurda güzel gelişmeler kaydetmiş olduğunuzu söylemek durumundayım. Lakin söylem eksiktir.
Sizler, özellikle teşkilat olarak; “Resmi nikahı olmayana, Dini nikah da yapmayız.” diyorsunuz. Ve de bir çoğunuz kırmızı evlilik cüzdanını görmeden yapmıyorsunuz. Hatta geçenlerde Van’da yaptığınız bir toplantıda işi daha da öteye götürüp; “Resmi Nikahı olmayanın, dini nikahı kıyılamaz.” dediniz. Doğrusu bu söz ve tavrınız nedeniyle sizleri önemle kutlamak gerekir. Ancak dediğim gibi, bu söyleminiz çok önemli bir aşama olmasına rağmen halâ çok yetersizdir.
Lütfen tabirimi üzerinize almayınız. Bu tabir maksadı hasıl etmek adına kullanılmaktadır çünkü. Öyleyse;“Lütfen işi kıvırtmayalım; gelin, elbirliğiyle gerçeği söyleyelim.!”
“Kuran açısından tescil nikahın farzıdır.!”
“Bu farz, yetkili devlet organı kim ise onun tarafından yerine getirilir.! Yani, bunu farzı eda edecek kimsenin illa Ahmet, Mehmet yada imam olması önemli değildir! Önemli olan yetkisinin bulunmasıdır.!”
“Dolayısıyla yetkisiz kişilerin kıydığı, daha doğrusu tescili yapılmadık nikâh, nikâh değildir.!”
İşi daha somut söylemek gerekirse; “Türkiye şartlarında, Yetkili nikah katipleri dışındaki kimselerin kıydığı nikâh, nikâh değildir.!” diyelim.
Dolayısıyla ve buradan hareketle; “Resmi nikâh kıyılmadan, dini nikah olmaz.!” demek yerine, “Tescilsiz nikâh, nikah değildir.! Şu halde tescille görevli nikah memuru dışındakilerin kıydığı nikâh, nikâh olmaz.! Dolayısıyla da imam nikahı diye bir nikâh yoktur ve olamaz.! O bir duadan ibarettir. İsteyen alır; istemeyen almaz”  deyip çıkalım işin içinden.
Ve artık hiç kimse kendisini de başkalarını da  kandırmasın..! Dinimizi bu yön itibariyle dahi kullanmasın.!
Bazı din görevlileri ve kişiler de ortaya çıkıp, “İmam nikâhı yaptık, yaptırdık yada İmam Nikahımız var; falan…” diye saçmalayıp durmasın.!
Ha…! Nikah dışı evlilik hayatı sürdüren ve sürdürecek olanlar da, yaptıkları işin vebalini bilerek sürdürsünler.!
Kimse kimseyi günaha ve vebale sokmasın.!   

Not: Kitabımızın bundan önceki bölümlerinin, kitap henüz yayınlanmadan, zamanın Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU ve yine Zamanın Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Bekir ÇELİK konuyla ilgilenmişler, çalışmalar içir teşekkür ederek konu üzerinde gerekli çalışmayı yapacaklarını belirtmişlerdi. Nitekim Bu konuda ülkemizde bazı gelişmeler oldu. İşte bu konuyla ilgili yazılarak yayınlanan bir makalemizi de burada takdirlerinize sunuyoruz.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder